Friday, July 16, 2010

of wolf and 'nids

"Por'vre, ne dediğini kulağın duyuyor mu senin!" diye hırladı Shas'el. "Ben ve adamlarım Tau'va için gözümüzü kırpmadan ölüme gideriz ama bir Eldar'ın sözüyle, hem de nedenini bile söylemeden gidip Tyranid istilasının ortasına inecek değiliz." Kendini bağırmamak için güçlükte zaptettiği, Manta'daki brifing odasında bir Aun oturuyor olmasaydı duvarların inleyeceği çok açıktı.

"Shas'el, kaygılarınızı ve görevinizin güçlüğünü anlıyorum ancak çok saygıdeğer müttefiklerimiz Ulthwe elçileri belirttiğiniz bölgede çok önemli gelişmelerin yaşanacağı ve Tyranid birikmesine müdahale edilmemesi durumunda tüm sektördeki görevimizin tehlikeye düşebileceği konusunda beni uyardılar. Hatırlarsanız Ulthwe uyarılarını göz ardı eden insan komutan ve gezegenlerinin sonu konusunda yazmış olduğum makaleyi görev talebimin arkasına eklemiştim."

"Tyranidlerin gezegende tutunmasına izin verilirse ne olacağını bana anlatmak zorunda değilsin Por'vre." Sesinin tonu düşmüş, soğuk ve hissiz konuşuyordu. Por'vre sakinliğini bozmamasına rağmen ortamın deminkinden çok daha tehlikeli bir hale geldiğini hissetti. "Bana anlatamadığın şu, müttefik ya da değil, Ulthwe'nin pis işlerini neden biz yapmaya gönüllü oluyoruz? Gitsinler kendi işleri için kendi savaşlarını versinler. Yerlerinden kalkmak çok zor geliyorsa sistemdeki diğer Eldar faksiyonlarına yaptırsınlar işlerini."

"Shas'el, sistemdeki aktivitenin yoğunluğundan haberdarsınız. Eminim bu görevi bizden istemelerinin şu anda açıklanmaması gereken çok geçerli sebepleri de vardır. Benim uzman görüşüm sistemdeki Ulthwe faaliyetlerine vereceğimiz tam desteğin ve kazanacağımız başarıların parlak imparatorluğumuzun yakın ve uzak gelecekte Ulthwe ile olacak ilişkilerinde çok büyük faydalar sağlayacağı yönünde."

Shas'el O'neon gözlerini kıstı ve konuşmak için tam ağzını açıyordu ki tereddüt etti. Odadaki herkes aynı anda Aun'el Re'missal'a döndü.

"Shas'el, size önerilen görevi planlayın. Gidin ve Tyranidleri temizleyin. Sürülerini önünüzde dört rüzgara savurun. Canavarın kafasını kesin ki biz burada işimizi tamamlayana kadar bir daha sözlerini etmeyelim."

"Por'vre, burada olma sebebiniz Eldar konusundaki uzmanlığınız ancak şunu unutmayın : Bilgili oldukları kadar güvenilmezler."

"Tau'va'nın ışığı üzerinize olsun."


Monday, July 5, 2010

Savaş alanına bir ziyaret

"Şef, Crimson'ı da kaldırdık!"

"Güzel" diye düşündü Fio'Ui A'itek'in. Çatışmanın ne kadar yoğun geçtiği düşünülürse hiç Tau can kaybı yaşanmaması bir mucize gibiydi. "Teknolojimizin üstünlüğü ve ruhlarımızın bütünlüğü yine bize zaferi getirdi" diye mırıldandı ve kazmakta olduğu çukurun içinden kafası büyüklüğünde, ışıl ışıl parlayan bir Xeber-cett kristali söktü. Buraya özel olarak bu kristalleri aramaya gelmemişlerdi ama alanın mineral yapısını ilk gördüğünden beri bu ultra-saf kristal örnekleriyle neler yapacağını hesaplamaya başlamıştı.

Daha gezegen gün döngüsünün ortasına gelmeden tüm çatışma bölgesi taranmış, düşmana ait ekipman ve kalıntılar dikkatlice kategorize edilmiş ve karantinaya gönderilmiş, hasar gören araçlar üsse dönebilecek kadar tamir edilmiş ve kullanılabilecek her türlü kaynak bölgeden toplanmıştı.
Şafaktan beri süren operasyonu yöneten Shas'el O'neon son birkaç saatini uzak kolcuları organize ederek geçirmiş, birlikleri çekmek için Fio çalışmalarının bitmesini bekliyordu. Hiç beklemediği şekilde HUD'ında bir dizi yeni birlik belirdi. Yüzeye Remora eskortlarıyla beraber bir Orca iniyordu.
"Shas'el, başarınızı ve birliklerinizin cesaretini kutlamak için savaş alanından daha iyi bir fırsat olamayacağına karar verdik."
Etrafına sakinlik yaymasına ve konuşması adeta şefkatli olmasına rağmen Shas'el, Aun''el in daha dumanı tüten bir savaş alanında, bu insan kalıntılarının, patlama kraterlerinin arasında olmasından duyduğu rahatsızlığı bir türlü bastıramıyordu. Ya bir drop-pod saldırısı olsaydı? Ya uzun menzilli toplar burayı hedef alsaydı?
"Özellikle de düşmanın merkezi birliklerini üzerlerine çekerek etkili bir şekilde yok edilmelerini sağlayan Fire Team Yellow'u Tau'va'ya olan görevlerini cesaretle yerine getirdikleri için kutlarız"
Shas'el sessizce yutkundu. Henüz çatışmayla ilgili bir rapor hazırlamamıştı. Gerçekte Fire Warrior timinin düşmana o kadar açık pozisyonlenması da düşmanın şafakta hiç beklenmedik şekilde karşılarına çıkması yüzündendi. Aun'el araştırma için sınıflandırılan düşman kalıntılarının yanında durdu.
"Komutan, kendilerine Word Bearer diyen bu agresif insan alt-ırkını hafife almamanızı öneririm. Henüz anlamadığımız teknolojiler ve yarı-organik warp yaratıklarını kullanarak daha önce savaş alanında çok büyük kayıplara yol açtıklarını eminim biliyorsunuzdur"
Shas'el her ne kadar saklamaya çalışsa da açık açık terlemeye başlamıştı. Şimdi savaş zırhının içinde olmak için neler vermezdi. Tabi ki bölgeye yolculuk sırasında düşmanlarla ilgili detaylı savaş kayıtlarını incelemişti ama savaş alanında kendine çok güvenmiş, emrindeki birlikleri tehlikede bırakmıştı.
"Aun'va yolunda şehitlerimizin olması kaçınılmazdır ancak yaşamın değeri de kutsaldır. Aun'va nın yolunu açan her bir Shas'la nın değeri gözümüzde sonsuzdur"
Shas'el bu yumuşak sözlerin arkasında Aun'un mutsuzluğunu hissetti ve tüm vücuduna bir ağrı girdi. Artık acısını ve rahatsızlığını saklamanın hiç bir yolu kalmamıştı. Üzüntü ve acı içinde dizlerinin üzerine çöktü.
"Merak etme komutan. Aun'va nın eli üzerinde, ışığı yüreğinde oldukça doğru yolu bulacaksın" Aun'el eliyle Shas'el in çenesini kaldırdı. "Şimdi görevinin başına dön. Komutanını, Cadreni, Septini ve beni gururlandır"